-
1 bilgi
bilgi s1) Wissen nt, Kenntnisse pl\bilgi edinmek Kenntnisse erwerben, sich Wissen aneignen2) (biçim \bilgisi) Lehre f3) Auskunft f (üzerine/hakkında über), Information f (üzerine/hakkında über)\bilgi edinmek sich informierenbiri hakkında \bilgi istemek um Auskunft über jdn bittenbirine \bilgi vermek jdm (eine) Auskunft geben4) (\bilgi transferi) Daten pl -
2 Auskunft
2) (Telefon\Auskunft) danışma; (\Auskunftsschalter) danışma, enformasyon -
3 renseignement
-
4 renseigner
-
5 Kenntnis
Kenntnis ['kɛntnıs] fkein pl ( das Bekanntsein) bilgi, bilme, haberdar olma;jdn von etw dat in \Kenntnis setzen birine bir şey hakkında bilgi vermek, birini bir şeyden haberdar etmek;etw/jdn zur \Kenntnis nehmen bir şey/kimse hakkında bilgi edinmek -
6 Bescheid
Bescheid <-(e) s, -e> [bə'ʃaıt] mich warte noch auf \Bescheid hâlâ cevabını bekliyorum;jemandem über etw \Bescheid geben birine bir konuda haber [o bilgi] vermek;über etw \Bescheid wissen bir şeyden haberi olmak, bir şey hakkında haberi [o bilgisi] olmak; ( alle Kniffe kennen) avucunun içi gibi bilmek;weißt du darüber \Bescheid? bundan haberin var mı?, bunu biliyor musun? -
7 Bild
Bild <-(e) s, -er> [bılt] ntein \Bild von einem Mann/einer Frau resim gibi bir erkek/kadın;ein \Bild für die Götter ( fam) Allahlık bir manzara;ein \Bild des Jammers bieten yürekler acısı bir manzara sergilemekein \Bild machen bir resim [o fotoğraf] çekmek4) ( Ansicht) görünüm, görünüş5) ( Metapher) metafor, istiare6) ( auf dem Laufenden)im \Bilde sein (bir konuda) bilgi sahibi olmak;jdn ins \Bild setzen über etw birine bir şey hakkında bilgi vermek -
8 belehren
belehren*vt öğretmek ( über -), bilgi [o akıl] vermek (-e), anlatmak;jdn eines Besseren \belehren birinin gözünü açmak, birine akıl vermek -
9 подробно
ayrıntılı (olarak), uzun uzadıyaподро́бно информи́ровать кого-л. — birine ayrıntılı bilgi vermek
подро́бно рассмотре́ть вопро́с — sorunu ayrıntılı ele almak
постара́юсь рассказа́ть подро́бно — ayrıntılı anlatmaya çalışacağım
-
10 паллаш-
başka birine bildirmek, haberdar etmek, bilgi vermek -
11 laufend
im \laufenden Jahr cari yılda;am \laufenden Band sürekli, aralıksız;\laufende Nummer seri numarasıauf dem L\laufenden sein sürekli olarak haberi olmak;jdn auf dem L\laufenden halten birine sürekli olarak bilgi vermek, birini sürekli olarak haberdar etmek -
12 nachweisen
nach|weisenirr vt1) ( beweisen) kanıtlamak, ispat etmek;das lässt sich leicht \nachweisen bunun ispati kolay;jdm etw \nachweisen birine bir şeyi kanıtlamak2) ( Kenntnisse) bilgi vermek (hakkında)
См. также в других словарях:
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük